Eş zamanlı çeviri olarak bilinen simültane çeviri, standartlara uygun, ses yalıtımlı ve teknik donanımlara sahip çeviri kabini içerisindeki tercümanların, konuşmacının sunumlarını mikrofonlu kulaklık vasıtasıyla işitip istenilen hedef dile eş zamanlı olarak bir yada iki saniye gecikme ile tercüme ederek teknik donanımlar yardımıyla dinleyicilere aktarılması işlemidir. Bu basit gibi görünen hizmetten sorunsuz ve maksimum performans alınabilmesi tercümanların ve teknik ekibin koordineli şekilde çalışmasına bağlı olduğu kadar teknik altyapıyı oluşturan ekipmanların günümüz teknolojisine ayak uydurmasıyla da ilgilidir.
Simültane tercüme, çevirmen içinde mikrofon ve kulaklık olan bir çeviri kabininde yer alır. Konuşmacının söylediklerini kulaklığı aracılığıyla duyar ve aynı anda hedef dile çevirir; çevirisi mikrofon aracılığıyla dinleyicilere iletilir. Altı saatlik ortalama bir çalışma gününde, simültane çevirmen 65 yazılı sayfaya eşdeğer malzemeyi çevirir. Bir konferans yada toplantıda simültane tercüme yapacak tercüman periyotlar halinde 1 günde maksimum 6 saat görev yapar.
Simültane çeviri aşırı konsantrasyon ve odaklanmayı gerektiren zorlu ve yorucu bir işlemdir. Bu nedenle tam günlük simültane çevirilerde bir kabinde en az iki tercüman çalışır. Her 15 veya 30 dakikada bir toplantının seyrine göre dönüşümlü olarak çeviriye devam edilir. Bu alanda hizmet veren tercümanlar öncelikle simültane çeviri eğitimine, toplantı deneyime ve yüksek bir çalışma disiplinine sahiptirler.
Simültane çevirinin kullanım alanlarına bakacak olursak ulusal yada uluslararası konferanslar, akademik ve bilimsel toplantılar, kamu yada özel kurum ve kuruluşların her türlü etkinlikleri, bayii toplantıları, eğitim seminerleri, açılış ve organizasyonlar olarak sıralayabiliriz. Simültane çevirinin bu denli yaygın kullanılmasının en büyük avantajı çevirilerin eş zamanlı yapılmasından dolayı toplantı süresi ile paralel gitmesi diyebiliriz.